11. Yargı Paketi: Çocukları Suça Sürükleyenlere 30 Yıl Hapis, Genel Af Yok
11. Yargı Paketi, çocukları suçta araç olarak kullananlar için hapis cezalarının 30 yıla kadar çıkabileceğini ilan ederken, genel afın olmadığını açıkça belirtti. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 20 Kasım 2025'te yaptığı açıklamada, "Milletvekillerimiz şu anda bunu teklife daha dönüştürmediler. 11. Yargı Paketi'nde olacak." diyerek, paketin meclis sürecine girmesinin yaklaştığını ima etti. Ancak 21 Kasım 2025 tarihinde bazı medya kaynakları, paketin ertelendiğini iddia etti. Resmi bir açıklama henüz yapılmadı. Ama içeriği net: cezalar artacak, çocuklara değil, çocukları kullananlara vurulacak.
Çocukları Suçta Araç Kullanmak Artık 30 Yıl Hapis Getirebilir
11. Yargı Paketi'nin en çarpıcı maddesi, örgüt faaliyeti kapsamında çocukları suça iten liderlere yönelik cezalardır. Mevcut yasada, örgüt yöneticilerine verilecek ceza 7 yıl 6 ay ile 15 yıl arasında değişiyordu. Şimdi, bu cezaların yarısından bir katına kadar artırılması planlanıyor. Yani alt sınır 7 yıl 6 aydan 11 yıl 3 aya, üst sınır 15 yıldan 30 yıla çıkarılıyor. Bu, bir çocuğun bir çeteye zorla katılması durumunda, o çocuğa emir veren kişinin ömür boyu hapisle karşılaşabileceği anlamına geliyor. Adalet Bakanlığı kaynakları, "Çocuklara değil, çocukları kullanan çetelere verilen cezanın artırılacağı" diye vurgu yaptı. Bu, sadece bir ceza artışı değil, toplumsal bir mesaj: çocukları araç olarak kullanmak, toplumun en büyük yasalarını ihlal etmektir.
Örgüt Kurma ve Meskun Mahalde Silah Kullanma Ceza Sınırları Yükseliyor
Örgüt kurma ve yönetme suçunun cezası da 4-8 yıl aralığından 5-10 yıla çıkarılıyor. Bu, örgütlerin kurulmasını ve yönetilmesini daha zor hale getiriyor. Aynı şekilde, meskun mahalde silahla ateş etme suçunun cezası da 6 ay-3 yıl aralığından 1-5 yıla çıkıyor. Yani bir aile evinde, apartman koridorunda, sokakta silah çeken biri artık en az bir yıl hapisle karşılaşacak. Bu, geçmişteki hafif cezaların "cezasızlık algısı" yarattığına dair endişeleri gidermek için yapıldı. Adalet Bakanlığı, bu tür suçların toplumsal güveni sarstığını, bu yüzden cezaların "daha sert ve net" olmasının gerektiğini söylüyor.
Siber Suçlar İçin Yeni Düzenlemeler: Türkiye İlk İmzalayıcı
Paketin ikinci büyük yeri, bilişim suçlarıyla mücadeledeki yenilikler. Tunç, "Türk Ceza Kanunu'nda bilişim suçlarıyla ilgili yapılan düzenlemeler, daha detaylı yapacağımız düzenlemeler" dedi. Bu, siber suçların artışıyla birlikte, veri hırsızlığı, banka dolandırıcılığı, çocuk pornografisi yayımı gibi suçlara karşı daha kesin cezalar getirileceğini ima ediyor. Özellikle çocuklara yönelik dijital saldırılar, bu paketin öncelikli hedefleri arasında. Tunç, "Nasıl açık alanda güvenliğe önem veriyorsak siber alemde de güvenliğe önem vermemiz lazım" dedi. Türkiye'nin, bu tür suçlarla mücadelede uluslararası iş birliği çerçevesinde imzaladığı bir anlaşmaya ilk 10 ülkeden biri olarak dahil olduğu da belirtildi. Bu, sadece iç hukuk değişikliği değil, dünya çapında bir itibar kazanma hamlesi.
Genel Af Yok: Mahkumların Beğeni Beklentileri Kırdı
İnanılmaz bir detay: pakette genel af yok. Bu, mahkumlar ve ailelerinin aylardır beklediği umudu tamamen kırıyor. İnfaz düzenlemesi de içermiyor. Yani, hapis cezasını tamamlamış, iyi davranış göstermiş, hastalıklı veya yaşlı mahkumlar için hafifletme önlemleri de bulunmuyor. Bu karar, Adalet Bakanlığı'nın "cezaların sertliğiyle güvenliği sağlamak" stratejisini açıkça yansıtır. AK Parti kaynakları, "Af, suçun ödenmesi değil, cezanın silinmesidir. Biz cezayı ödenmesini istiyoruz" diyerek, politik bir kararın bu olduğunu vurguladı. Birçok hukukçu, bu durumun toplumda adalet algısını derinleştirebileceğini, ancak aynı zamanda hapislerdeki aşırı doluluk sorununu da ağırlaştırabileceğini söylüyor.
Ne Zaman Uygulanır? Takvim Belirsiz
Paket, 23 Ocak 2025 tarihli 4. Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin doğrudan sonucu olarak hazırlanmış. 2025-2029 dönemi için tasarlanmış. Ancak Meclis'e sunulma tarihi hâlâ net değil. Yeni Şafak, önümüzdeki günlerde sunulacağını yazarken, Yandex 21 Kasım'ta ertelendiğini iddia etti. Bu belirsizlik, muhalefetin paketi "siyasi bir hamle" olarak değerlendirmesine yol açıyor. Adalet Bakanlığı ise, "Hukuki bir reform, siyasi bir taktik değil" diyerek, süreci şeffaf hale getirmeye çalışıyor. Ancak, 24-25 maddeden oluşan bu paketin tamamının mecliste görüşülmesi, en az 3-4 hafta alabilir. Eğer 2025'in son haftalarında sunulursa, yürürlüğe girmesi 2026 başlarında olabilir.
Toplumsal Etki: Ceza mı, Korku mu?
Bu paketin en büyük sorusu şu: cezaları artırarak suçları azaltır mıyız? Hukukçuların çoğu, cezanın sertliğinin, özellikle gençlerin suçla ilişkisini engellemekte etkili olabileceğini kabul eder. Ancak, bazı araştırmalar, uzun süreli hapislerin tekrar suç işleme oranını azaltmadığını gösteriyor. Türkiye'de hapislerdeki doluluk oranı %130'ün üzerinde. Bu paket, bu sorunu daha da kötüleştirebilir. Ama burada bir fark var: bu cezalar, sadece suçlulara değil, onları kullanıp yararlananlara yöneliyor. Çocukları zorla suçun içine sokanlar, artık bir "sosyal canavar" olarak görülüyor. Bu, toplumun ahlaki sınırlarını yeniden çiziyor. Bir çocuk, bir suçta bir araç değil, bir insan. Ve bu paket, onun değerini hukukun en üst seviyesinde koruyor.
Sıkça Sorulan Sorular
11. Yargı Paketi'nde çocuklara yönelik suçlarda ceza nasıl değişiyor?
Çocukları suça zorlayan örgüt yöneticilerine verilecek ceza, mevcut 7 yıl 6 ay ile 15 yıl aralığından, 11 yıl 3 ay ile 30 yıla çıkarılıyor. Bu, çocuklara yönelik suçların en üst düzeyde cezalandırılmasını hedefliyor. Ceza artırımı, suçun şiddetiyle orantılı olarak uygulanacak ve sadece örgüt liderlerine uygulanacak.
Genel af olmayacaksa, mahkumlar ne yapacak?
Paket, infaz düzenlemesi içermiyor. Yani hapis süresi kısaltma, erken salıverme veya hafifletme gibi uygulamalar yok. Mahkumlar, mevcut hukuki süreçlerle (örneğin iyi davranış indirimi, sağlık durumu) hapis süresini kısaltabilir, ancak genel bir af yok. Bu durum, özellikle uzun süreli cezalar alanların ailelerinde büyük hayal kırıklığı yaratıyor.
Siber suçlarla mücadelede hangi yeni düzenlemeler var?
Bilişim suçları için yeni suç tanımı ve ceza sınırları hazırlanıyor. Özellikle çocuk pornografisi, banka dolandırıcılığı ve kişisel veri sızıntıları gibi suçlar daha net tanımlanacak. Türkiye, bu alanda uluslararası bir anlaşmaya ilk 10 ülkeden biri olarak imza atmış durumda. Bu, suçluların uluslararası ağırlıkta takip edilmesini kolaylaştırıyor.
Paketin Meclis'e sunulma tarihi ne zaman?
Resmi bir tarih henüz açıklanmadı. 21 Kasım'da bazı kaynaklar ertelendiğini söyledi, ancak Adalet Bakanlığı bunu doğrulamadı. Yeni Şafak, önümüzdeki günlerde sunulacağını öngörüyor. Mecliste görüşülmesi 3-4 hafta sürebilir. Yürürlüğe girmesi en erken 2026 başlarında olabilir.
Bu paket, suç oranlarını gerçekten düşürecektir mi?
Cezaların artırılması, suçları önleyici bir etki yaratabilir, özellikle çocuklara yönelik suçlarda. Ancak uzun süreli hapislerin tekrar suç oranlarını azaltmadığına dair araştırmalar da var. Bu paketin başarısı, sadece cezalarla değil, toplumsal destek sistemleriyle, eğitimle ve çocuk koruma mekanizmalarıyla da ölçülecek.
Paketin en büyük hukuki çelişkisi nedir?
En büyük eleştiri, cezaların çok yüksek seviyelere çıkarılması ve infaz sisteminin aynı zamanda aşırı dolu olması. 30 yıl hapis, bir insanın ömrünün büyük bir kısmını kaplar. Bu, hukukun orantılılık ilkesiyle çelişiyor olabilir. Ayrıca, mahkumların yeniden topluma entegrasyonu için hiçbir program yok. Ceza, korkuyla değil, yeniden yapılandırma ile daha kalıcı olabilir.